“Psikoterapi nedir?” sorusunun cevabını bulabileceğiniz bu yazımızda, farklı psikoterapi yöntemleri ve yaklaşımlarını tanıtmaya çalıştık. Psikoterapi nedir, psikoterapi nasıl iyileştirir, psikoterapi çeşitleri nelerdir, psikoterapi yaklaşımları nedir gibi alt başlıklarda, psikoterapi uygulamasını anlatmaya çalıştık.
Psikolojik Sorunların Çözümünde Psikoterapi uygulaması hakkında videomuzu izleyebilirsiniz.
Psikoterapi, psikolojik sorunların çözümünde bazen ilaç tedavisiyle birlikte kullanılsa da, çoğunlukla tek başınada etkili olabiliyor. Kısaca terapi, konuşma terapisi olarak da bilinen psikoterapi, çok çeşitli teknikleri olan bir tedavi seçeneğidir. Psikoterapi sürecini, üniversitelerin psikoloji, psikolojik danışma ve psikiyatri bölümlerinde eğitim almış uzmanlar yürütür. Terapist psikolojik sorunu olan kişiyi yalnızca dinlemez. Farklı terapi yöntemlerini kullanarak çeşitli müdahaleler yapar. Bu yüzden, en iyi psikolog, en iyi psikoterapist ve bütünüyle psikoterapi yapma becerisi, üniversiteden sonra sertifika programlarından çeşitli terapi eğitimleri alınarak kazanılır. Böylece psikoterapi uzmanları, danışanların sorunlarını tanımlamalarına, onların kaynağına ulaşmaları ve çözüme kavuşmalarına destek olurlar.
Psikoterapi her hangi bir ruhsal rahatsızlığı olan kişinin,
Davranış, duygu, duyum ve düşüncelerinin ruhsal rahatsızlığını nasıl oluşturduğunu anlamasına ve bu bileşenleri nasıl düzenleyeceğini öğrenmesine yardımcı olur.
Kişinin hayatında karşılaştığı, panik atak, majör depresyon, bir yakının kayıbı, iflas ve işsiz kalma, boşanma gibi problem ve olayları anlamalarına ve tanımlamalarına destek olur. Kişiye bu problemleri ile nasıl baş edeceğini öğrenmesine ve çözüm yolu bulmasına yardım eder.
Hayatını kendi kontrolüne alması ve yaşamdan coşkuyla keyif almasına destek olur.
Stres ve sorunlarla sağlıklı baş etme teknikleri ve problem çözme becerisi kazandırır.
Terapi birçok farklı biçimde sürdürülebilir. Bunlar;
Terapi, aile, grup veya bireysel olarak farklı şekillerde yapılabilir. Ancak her terapi türünde belli başlı terapi ekollerinden yararlanılır. Terapistin aldığı eğitimler hangi terapi ekolünü kullanacağını bilirler. Bu yüzden terapistinizin hangi eğitimleri aldığını araştırmanız önerilir. Danışan terapiye başvurduğunda, öncelikle rahatsızlığının ne olduğu, onu terapiye getiren sebep anlaşılmaya çalışılır. Terapist, danışanın durumuna uygun hangi terapi ekolü yararlı olacaksa ona birlikte karar verilir.
Aşağıda belli başlı terapi ekollerini tanıtmaya çalıştık. Burada anlatacaklarımız, terapi ekollerinin kısa bir tanıtımıdır.
Psikodinamik terapi, kişiye sorun yaşatan kaynağın bilinç dışında çözümlenmemiş, dile getirilmemiş meselelerden kaynaklandığını kabul eder. Bilinç dışında yaşanan çatışmaların, çözümlenmemiş duygusal problemlerin kaynağı erken çocukluk yıllarında yaşananlarla ilgilidir.
Psikodinamik terapinin amacı, danışanın çözümlenmemiş çatışmalarını fark edip, duygularını ifade ettirmektir. Bu yöntem, kişinin bir şekilde bilinç dışında yaşananlara dair ne varsa bilince konuşarak çıkarmasına yardım eder. Psikodinamik ekol, birkaç aydan birkaç yıla kadar sürdürülen bir terapi biçimidir. Bu ekol terapinin nasıl yapılacağı, kendine has tekniklerin nasıl kullanılacağı gibi bir çok terapötik çerçeveye sahiptir. Yapılandırılmış ve süresi diğer terapilere göre daha uzundur. Her Seans 50 dakika sürer ve haftada 1, bazen 2 kez yapılır.
Kişiler arası terapi modeli, kişinin çevresi, aile ve arkadaşları ile kurduğu etkileşim ve davranışlarına odaklanır. Bu terapinin en temel hedefi, kişinin bireyler arası iletişim becerilerini artırmak ve kişiye öz güven kazandırmaktır. Süresi sınırlı, genellikle 3-4 ay haftalık bir seans şeklinde yapılır. Kişiler arası terapi, depresyon rahatsızlığında, ilişkilerdeki çatılmaların çözümünde, önemli yaşam olayları ve toplumdan soyutlanma durumlarında oldukça başarılıdır. Kişiler arası terapi sürecinde, çoğunlukla çözüm odaklı ve bilişsel davranışçı kuramdan yararlanılır.
Her iki terapi modeli de bir çok psikolojik rahatsızlığın çözümünde oldukça etkilidir. Kayıp ve yas, ilişki sorunları, rol çatışmaları gibi bir çok konuda kişinin ruh sağlığını korumasına destek olur.
Bilişsel davranışçı terapi, psikolojik sorunların oluşumunda kişinin dünyayı, olayları ve kişileri algılama ve değerlendirme süreçlerindeki bozukluklardan kaynaklandığın ileri sürer. Algılama ve değerlendirme sürecindeki bozukluğun zihnimizdeki düşünceleri fark etmekle değiştirilebileceğine inanır. Bilişsel davranışçı terapist, danışanın düşüncelerindeki çarpıklığı fark etmesine, yeni ve gerçekçi düşünceler geliştirmesine destek olur. Danışan dünyayı, olayları ve ilişkide olduğu kişileri farklı bir anlam ve değerlendirme yetisine kavuşur. Elde ettiği değişimi davranışlarına yansıtmaya başladığında iyileşir.
Danışan, psikolojik rahatsızlığının hangi düşünce ve davranışların tetikleyip sürdürdüğünü fark eder
Depresyon ve anksiyeteden mustarip danışanlar, bir diğer tedavi seçeneği olan antidepresan kullanımı için psikiyatriste yönlendirilir ve psikiyatristle işbirliği kurulur
Depresyonun şiddet derecesine göre psikiyatri doktorunun tavsiye ettiği ilaçların düzenli kullanımı sağlanır
Her yaştan psikolojik sorunu olan danışanlar, sıkıntılarına, yetersizliklerine ve kişiler arası ilişki sorunlarına çözüm bulur.
Diyalektik Davranışçı Terapi (DDT) Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünden farklı olarak riskli davranışları aşırı olan danışanlar için geliştirilmiştir. Diyalektiğin anlamı iki fırsatı bir arada tutmak demektir. Diyalektik Terapide danışan sorunlarını kabul eder ve değişime gider. Danışanlar yalan söyleme, kendine zarar verme, çalma, aşırı para harcama, alkol kötüye kullanımı ve kumar gibi sağlıksız davranışlarını gün be gün değiştirmeye çalışır. Attığı adımları günlükler şeklinde kaydedip seansa getirir. DDT gerek bireysel, gerek grup terapisinde kullanılabilir.
DDT özellikle insanlar niçin intihar eder, intihar eğilimi, girişimi ve sınır kişilik bozukluğu olan danışanlar için geliştirilmiş bir terapi yaklaşımıdır. Ancak DDT ile kişinin güvenliğini, ilişkilerini, çalışma performansını ve duygusal sağlığını bozan diğer psikolojik rahatsızlıklar için de kullanılabilir.
Genel olarak Diyalektik Davranışçı Terapi kişinin yaşam becerilerini artırmasına odaklanır.
Kendini yatıştırma becerisi geliştirir. Öfke gibi yoğun duygular yaşayan kişilere saldırgan ve zarar verici şekilde davranmasını durdurmaya yardım eder. Öfke duygusu ile nasıl baş edeceğini, kendine ve başkalarına yönelik zararlı davranışlarını nasıl durduracağını öğrenir.
Duyguları düzenleme becerisi. Danışan duygularını farkedip, kelimelere dökerek duygusal olarak yatışır.
Bilinçli farkındalık kazanır. Kendinin ve başkaların daha fazla farkına vararak anda daha dikkatli davranır.
Kişiler arası ilişkiler kurmayı öğrenir. Çatışmaları çözerek daha güvenli ve candan ilişkiler kurar.
Duygu Odaklı Terapi, kişinin çözümlenmemiş duygularının ruh sağlığını olumsuz etkilediğine inanır. Duygu Odaklı Terapiye göre, biz karşılaştığımız olay, durum ve etkileşim kurduğumuz kişiler karşısında belli duygular hissederiz. Hissettiğimiz duygular yaşadığımız duruma karşı vereceğimiz gerçek tepkiler olmalıdır.
Öfke, korku, tiksinti, üzüntü ve coşku en temek duygularımızdır. Bu duygular duruma göre hissedilmesi, çevremize uyum sağlayıp hayatta kalmamıza yardım eder. Ancak bizim psikolojik sağlığımızı bozan, içimizdeki gerçek duygunun yerine, başka bir duygu ile tepki vermeyi öğrenmiş olmamızdandır. Leslie Greenberg’ in geliştirdiği bu terapi modeline göre, birincil duyguların hissedilmeyip, onun yerine ikincil duyguların deneyimlenmesinden dolayı rahatsızlık duyarız.
Duygu Odaklı Terapide, başta kendi eleştirel iç sesimizle yaptığımız diyaloğun, boş sandalye ile sahnelenmesi ile rahatlarız. Kendi kendimize hissettirdiklerimizi yeniden deneyimler ve ifade ederiz. Bitmemiş iş olarak tanımlanan, kendi anne-babamızla olan bağlantımızın sonucunda dile getiremediğimiz, hissetmekten çekindiğimiz gerçek duygularımızı yeniden deneyimleriz. Onlarla sıcak sandalye tekniği ile yeniden iletişim kurarız.
Duygu odaklı terapide, ikincil duygular yerine, birincil duygulara ulaşıp, tekrar tekrar hissederiz. Hissettiklerimizi kelimelere dökerek, psikolojik sıkıntılarımızdan kurtuluruz. Bu terapi ekolü diğerlerine göre daha kısa ve etkili sonuçlar üretir. Seanslar haftada bir, 4 ila 6 ay (16-24 seans) sürer.
Emdr terapisi, göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden yapılandırma olarak ifade edilen bir terapi biçimidir. Emdr terapisi, özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu vakalarında oldukça başarılı olduğu kanıtlanmıştır. Emdr terapisi hakkında daha fazla bilgi için sayfamızı inceleyebilirsiniz.
Psikoterapide kullanılan bir diğer terapi tekniği hipnoterapidir. Hipnoz ile geçmiş yaşam deneyimlerinin kişiyi rahatsız eden bilinç dışı yönleri kolaylıkla açığa çıkarılabilir. Hipnoz hedeflenen amaçlara ulaşmayı kolaylaştırır. Hipnoz ile zayıflama, hipnoz ile sigarayı bırakma, hipnozla sınav kaygısından kurtulmak mümkündür.
Terapinin başarıya ulaşması, psikoterapi nedir, hangi terapi ekolünün kullanıldığından çok, danışanların gönüllü bir şekilde sürece katılmaları ile mümkündür. Etkili bir terapi sürecinde danışanın aktif bir şekilde seansa katılması son derece önemlidir. Antalya psikoterapi merkezleri arasından seçim yapıp ilk adımı atabilirsiniz. Sorunların çözümü emek, çaba ve süreklilik gerektirir. Ayrıca terapötik ittifak için zamana ihtiyaç duyulur.
Antalya psikoterapi merkezimize başvurursanız, terapistinizle birlikte hedefler oluşturursunuz. Bunun üzerine haftada bir gün bir saatte seanslara devam edersiniz. Psikoterapi seansları boyunca, sürecinizi deneyimlerken, terapistinizin ve terapi yönteminin size yardımcı olup olmadığını fark edersiniz. Eğer, terapideki ilerlemeyi yeterli bulmazsanız, bu durumu terapistinizle konuşur, ikinci bir alternatif üzerinde durabilirsiniz. Gönülsüz ve tatminsiz bir şekilde terapiye devam etmek size fayda sağlamaz. Terapide güven duygusu, terapötük alyans olarak nitelendirilir. Güven yoksa ilerleme mümkün olmaz.
Terapiye başvurmadan önce aşağıdaki adımları dikkate alırsanız ihtiyacınızı fark edebilirsiniz.
Stresinizin kaynağını belirlemeye çalışın. Sizi sitrese sokan durumların yanında, rahat ve huzurlu anlarınızı da araştırın.
Önceliklerinizi belirleyin. Kendiniz ve yaptıklarınız hakkında pozitif olmaya çalışın. Olumlu davranışlarınıza odaklanın.
Zamanınızı üretken kullanın. Haz alacağınız, yapmak isteyip yapamadıklarınızı gerçekleştirmeye çalışın.
Çevrenizle iletişim kurun. Güvenebileceğiniz bir yakınınıza hissetiklerinizi ve ihtiyaçlarınızı anlatmaya çalışın. Duygu ve düşüncelerinizi yazın.
Yaşamınızda size zorluk yaşatan olaylar ve kişilerin pozitif yönlerine odaklanmaya çalışın.
BÜTÜN BUNLAR SİZİ RAHATLATMIYORSA, PSİKOLOJİK SORUNUNUZ DEVAM EDİYORSA, TERAPİYE İHTİYACINIZ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ.
Terapiye katıldığınızda duygu, düşünce ve davranışlarınızın daha iyi farkına varırsınız. Yaşadıklarınızı değerlendirirken, sizi sıkıntıya sokan sebepleri görerek onları ve size etkilerini değiştirmeye çalışırsınız. Terapiye aktif katılımınız iyileşmenizi hızlandırır ve problemlerin tekrar nüksetmesini durdurur.
Terapi sihirli değnek değildir. Hemen değişim beklemek yerine sürece odaklanırsanız psikolojik rahatsızlıklarınızı adım adım giderirsiniz. Depresyon ve kaygı bozukluklarında terapi ilaç tedavisine göre daha uzun zaman gerektirir. Ancak yapılan araştırmalara göre terapinin iyileşme etkisi daha uzun sürüyor. İyileşme daha kalıcı oluyor. İlaç kullanımı bazı durumlar için gerekli ve daha hızlı iyileşme sağlarken, terapi ile birlikte kullanımı daha etkili sonuçlar verir. Terapistiniz hekim değilse, ihtiyaç olduğunda ilaç tedavisi için sizi bir psikiyatriste yönlendirmesi gerekebilir.
Kaynakça
Beck, T .Aaron, Emery Gary, Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler, Bilişsel Perspektif, Litera Yayıncılık 2011
Beck, T. Aaron, Bilişsel Terapi Ve Duygusal Bozukluklar, Litera Yayıncılık, 2010
Koons, C. R., Robins, C. J., Tweed, J. L., Lynch, T. R., Gonzalez, A. M., Morse, J. Q., Bishop, G. K., Butterfield, M. I., & Bastian, L. A. (2001). Efficacy of Dialectical Behavior Therapy in Women Veterans with Borderline Personality Disorder. Behavior Therapy
Levenson, Hanna, Kısa Dinamik Terapi, Psikoterapi Enstitüsü Yayınları, 2013
Linehan, M. M. (1993). Cognitive Behavioral Treatment of Borderline Personality Disorder. New York: Guilford Press.
Linehan, M. M., Schmidt, H., Dimeff, L. A., Kanter, J. W., Craft, J. C., Comtois, K. A., & Recknor, K. L. (1999). Dialectical Behavior Therapy for Patients with Borderline Personality Disorder and Drug-Dependence. American Journal on Addiction, 8, 279-292.
Verheul, R., Van Den Bosch, L. M. C., Koeter, M. W. J., De Ridder, M. A. J. , Stijnen, T., & Van Den Brink, W. (2003). Dialectical Behaviour Therapy for Women with Borderline Personality Disorder, 12-month, Randomised Clinical Trial in The Netherlands. British Journal of Psychiatry, 182, 135-140
©2019 Klinik Psikolog, Psikoterapist, Ali Bıçak, Her Hakkı Saklıdır.
Antalya Psikoloji içeriğini sürekli yeniler, yeni içerikler üretmeye devam eder.
Hipnoz Nedir? Hipnoz Fenomeni Nedir ? Hipnoz hemen herkesin merak ettiği bir fenomendir. Her fenomen…
Okul Fobisi Nedir? "Okul fobisi nedir?" başlıklı yazımızda okula uyum sorununa değiniyoruz. Birçok çocuk okul fobisi…
Çocuklarda Mastürbasyon Nedir? Birçok anne-baba "çocuğum mastürbasyon yapıyor, çocuklarda mastürbasyon nedir, çocuğum neden mastürbasyon yapıyor"…
Ergenlik Dönemi Antalya Psikoloji sitesi olarak Ergenlik Dönemi başlıklı bir yazı kaleme aldık. Ergenlik Dönemi özellikleri…
Öfke Nedir? Antalya psikoloji bu yazıyı sizler için hazırladı. "Öfke Nedir?" başlıklı yazımızda öfke kontrolü konusunda…
Çocuğumun Pipisinin Boyu "Hadi oğlum göster amcalara da görsünler" şeklinde çocuğumun pipisinin boyu ile böbürlenen…
View Comments
You never know when someone may get hurt or your coach wants to give you a chance to play. Jennee Son Danforth